Çekingenlik, ya da daha bilimsel adıyla sosyal kaygı, aslında hepimizin belli miktarda yaşadığı bir şey. Çoğumuz tanımadığımız ortamlara girdiğimizde bir miktar da olsa gerilir, ya da topluluk önünde bir sunum yapacağımız zaman terler, kızarırız.
Sosyal ortamlarda gerilmek her zaman olumsuz bir şey değildir. Özellikle performans vereceğimiz durumlarda bazen biraz gergin olmak, yaptığımız işe iyi konsantre olmamızı sağlayarak performansımızı olumlu etkiler.
Sosyal kaygı ya da çekingenlik, sosyal ortamlarda tamamen donup kalma, terleme, mide bulantısı ve benzeri rahatsızlık verici fiziksel belirtilere ya da sosyal durumlardan tamamen kaçınmaya sebep oluyorsa hayatımızı yaşamamıza engel oluyor demektir ve böyle durumlarda altta yatan sebepleri araştırmakta fayda var.
Sosyal durumlarda aşırı derece gerilen insanların zihinlerinde genellikle şu inançlar bulunur:
İticiyim
Herkesten kötü durumdayım
Kimse beni sevmez
Çirkinim
Sıkıcıyım
Aptalım/Kesin aptalca bir şey söyleyeceğim/söyledim
Kesin yanlış bir şey yapıp rezil olacağım,- Yanlış yaptım, herkese rezil oldum
Varlığımla herkesi rahatsız ediyorum/Ettim
Kimseye güvenemem
Tehlikedeyim
ve benzeri…
Sosyal bir ortama girmeden önce zihnmizde dönüp dolaşan bu ve benzeri inançların en basit ve en verimsiz susturucusu ”Bu sıkıntıyla yüzleşeceğime, ben en iyisi kendi başıma kalayım” düşüncesidir.
Gerginlikten kaçmak için kendi başınıza kaldığınızda, kendinize dair olumsuz inançlarınızla başbaşa kalmış olursunuz. Bu da sizi hayatta ileriye taşıyan, yeni şeyler öğrenmenize ve kendinizi geliştirmenize fırsat veren bir durum değildir.
Sosyal ortamlar karşısında gerilmemize sebep olan düşünce kalıpları şöyledir:
1-Geleceği görmek– O buluşmaya gideceğim ve kesin rezil olacağım! Gittiğime pişman olacağım!
2-Zihin okumak– Kesin bu insanlar benim aptal olduğumu düşünüyor!
3-Her şeyi kişisel algılamak– Geçen gün benden sıkılıp surat astı!
4-Aşırı Genelleme Yapmak– Lisede sözlüye kalkıp tüm sınıfa rezil olmuştum, şimdi de böyle olacak.
5-”Ya *olumsuz durum* olursa” Cümleleri– Ya ben oraya giderken ayağım bir taşa takılır da bir su birikintisine düşer de ıslanırsam… Ya üstüme bir şey dökülürse? Ya beni öyle görürlerse?
6-Olumsuz Şeylere Odaklanmak- Birileriyle tanışsam ne olacak ki? Herkes yalancı…
7-Etiketlemek– Aptalım, çirkinim, sıkıcıyım…
Bunlardan size tanıdık gelen var mı?
Bu düşünce kalıplarından size ait olanların farkına varın, hatta mümkünse bir kağıda yazın ve saklayın. Bu kağıt önümüzdeki haftalarda işimize yarayacak.
Bir sonraki yazıda, belirlediğimiz olumsuz düşünce kalıplarının üstesinden nasıl geleceğinizi anlatacağım.
Soru, görüş ve önerileriniz için benimle e-mail yoluyla irtibata geçebilirsiniz.
Işıl Sansoy- Uzman Psikolog (Londrali.com)
e-mail: info@isilsansoy.com
web: www.isilsansoy.com
facebook: Uzman Psikolog Işıl Sansoy