Son zamanlarda pek çok kişiden terapist seçme konusunda sıkıntı yaşadıklarını duyuyorum. Bir taraftan twitterda sahte terapist ifşaları yapılıyor, çeşitli tavsiyeler veriliyor. Terapist seçimi konusu gittikçe gerilimli bir hal alıyor.
Terapistinizin nasıl bir eğitim alması gerektiğine dair fazla şey söylemeyeceğim. Yaşadığınız ülkeye göre değişen faktörler var. Bu konuda internette bilgi çok.
Yalnız şöyle bir itirafta bulunayım: eğitim oburu bir terapistim ancak lisansta (psikoloji) ve hatta masterda (psychological therapies) bu işin bilimi nasıl yapılır öğrendiysem de terapist ve insan olmaya dair fazla bir şey öğrenmedim.
Aldığım mesleki eğitimler, stajlar iyi bir alet çantası edinmemi sağladı ama bu da yeterli değil. Terapist olarak derinleştiğimi hissetmem (kendi adıma söylüyorum ama bence güvenle genelleyiniz) doktora sürecinde kendimi, kendim ile olan ilişkimi tanımaya yönelik adımlar atmama, meditasyona ve kendi uzun süreli terapime dayanıyor. Bu süreç ömür boyu devam ediyor.
İlk bakışta sadece teknik üzerine teknik, test üzerine test (şahsen bu devirde terapide kullanılan testlere de alerjim var) koyan bir terapist değil, önce kendi kendinin uzmanı olmuş, kendi içinde ‘farkındalık’ sağlamış, uzmanlığımı kullanayım, teşhis koyayım, teşhisi bozayım, kahraman olayım yöneliminde, kendi mesleki kaygılarının derdinde olmayan, sizi duymaya açık bir terapist seçmenizi öneririm.
Bunu nasıl anlayacağız derseniz, arayın konuşun. Sorularınızı sorun. İç güdülerinize güvenin. Terapistinizle kuracağınız ilişki terapide en önemli şey. Size güven duygusu veren birini seçin.
Eğitimine baktınız, profilini sevdiniz, konuştunuz anlaştınız, içinize sinen bir terapist buldunuz ve başlamak üzeresiniz.
Terapiye hazır olmak üzerine bir kaç lafım daha var.
Terapi sürecine girmeden önce kişi durup kendini bir dinlemeli.
Benim neye ihtiyacım var, terapiye neyi götürmek istiyorum, terapiden beklentilerim neler, buna ne kadar hazırım gibi soruları kendinize sorun. Cevapları bilmek zorunda değilsiniz.
Terapistiniz bu soruları zaten size soracak, seanslarda cevapları birlikte araştıracaksınız. Yine de siz kendinize önden sorarsanız ihtiyacınıza uygun frekansta birine denk gelme şansınız sanki biraz daha yüksek olur diye düşünüyorum.
Farklı oluş halleri deneyimlemeye hazır olun. Konfor alanınızdan çıkmak, değişmek ilk etapta korkutucu gelebilir. Değişime açık olabilmek, değişime güvenebilmek için neye ihtiyacınız var bunun üzerine terapistinizle birlikte düşünebilirsiniz.
SINIRLAR! Empati ve anlayış, esnek sınırlar anlamına gelmez. Terapistler hayatınızı kolaylaştırmakla yükümlülermiş gibi bir algı olsa da durum bu değildir. Terapide sınırlar çok önemli bir konudur ve iyi bir terapist bu konuda nettir. Karşılıklı güvenin sağlanması birbirinize karşı sorumluluklarınızı açık olarak bilmenizden ve karşılıklı saygıdan geçer. Bu sınırlar bazen alışılmadık, fazla sert veya acımasız gelebilir ancak aslında sağlıklı ve güvenli bir ilişkilenmenin vazgeçilmezidirler.
Eğer sınırlar konusunda problem yaşıyor, alıngan hissediyor, terapistinize öfkeleniyorsanız bu harika bir fırsat. Terapiyi bırakmayın. Derhal bu duygularınızı terapiye götürün ve sınırlar meselesi üzerine birlikte düşünmeye başlayın. Değişimin ilk adımını atmış olacaksınız. Kendi sınırlarınızı netleştirdiğinizde çevrenizle ve kendinizle olan ilişkinizde değişimler görmeye başlayacaksınız.
Diyelim bir terapistle başladınız, ancak terapistiniz sanki sizi duymuyor. Siz bir şeyler anlattıkça anlamadığınız terimlerle sizi olmadık yerlere çekmeye uğraşıyor. Çektiği yerler içinizde hiçbir yere değmiyor. Seanslarda kendinizden kopuk bir biçimde, terapistin önünüze attığı kelimeler etrafında daireler çiziyorsunuz…
Bu farkındalığı terapistinizle paylaşın, duyulmadığınızı hissediyor, bu döngünün üstesinden gelemiyorsanız terapiyi sonlandırmayı düşünün. Kendinize başka bir terapistle şans verin, kendinizi iyi bir terapötik ilişkiden mahrum bırakmayın.
Terapi süreci her seansın rahatlama ve mutlulukla sonlandığı bir süreç değil. Zora, acıya, anlamaya, duymaya, ilham ve risk almaya, yeri geldiğinde tepetaklak olmaya, kendinizle yüzleşmeye, en kırılgan yönlerinize bir yabancı ile birlikte bakmaya hazır olun.
Hazır hissetmiyorsanız hazır hissetmek için neye ihtiyacınız olabilir bunu bir düşünün… Bol şans!