
Londra, etkileyici güzelliğinin ardında sakladığı gri havası, kalabalığı ve pahalılığıyla bazen insanı yoran bir şehir olabiliyor. Hal böyle olunca; Başkentte yaşam bazen hızlı ve stresli bir hal alabiliyor.
2004 yılnda yapılmış bir araştırmada, Londra’da çalışan kişilerin, sabah işe giderken yaşadıkları stres seviyesinin bir savaş pilotunun görev sırasında yaşadığı stresten daha fazla olduğu rapor edilmişti.
2016’ya yaklaşırken artan kalabalık, kesintiler ve benzeri durumların yanı sıra hayatın gittikçe hızlanması göz önünde bulundurulduğunda stresimizin daha da artmış olması şaşırtıcı değil.
Londra’da hayat yavaşlamayacağına göre, iş başa düşüyor sevgili Londralılar. Bu yazımda sizlere Londra’da stresle baş etmenin en etkili yollarından bahsedeceğim.
1- Hareket edin
Egzersiz yapmanın ruh sağlığına olan olumlu etkisi artık herkes tarafından biliniyor. Düzenli olarak spor yapmak size göre değilse bile Londra’da hareketsiz yaşamak için bir bahaneniz olamaz. Oldukça düz bir şehir olan Londra’da istediğiniz yere yürümek ya da bisikletle gitmek mümkün. Bu iki aktivite de bedenimizi ve beynimizi uyararak, bize stres veren olumsuz anıların işlenmesine yardımcı olur.
Tempolu bir biçimde her gün 45 dakika yürüdüğünüzde düşüncelerinizin ve duygularınızın netleştiğini, zihninizin daha berrak olduğunu ve uykularınızın da düzene girdiğini fark edeceksiniz. Yürümek, ruh sağlığı açısından hakkında fazla konuşulmasa da oldukça mucizevi bir şey.
2- Sosyal Olun
Düzenli bir sosyal hayatın stresi azalttığı, pek çok hastalığı önleyerek insan ömrünü uzattığı söyleniyor. Bunun en büyük sebebi, sevdiklerimizle dayanışma içerisinde girdiğimizde her şeyin bir nebze daha anlamlı hale gelmesidir. Rutin bir sosyal hayat, sıkıntılarımızı paylaştığımız samimi dostlar bize insan olduğumuzu hatırlatırken, yaşadığımız güçlüklerin insana dair, normal şeyler olduğunu bize anlatır.
Sosyal medyayı kullanarak ilginizi çeken gruplara dahil olabilir, farklı etkinliklerden kolaylıkla haberdar olabilirsiniz.
3- Önceliklerinizi İyi Belirleyin
Şimdi bir kağıt ve kalem bulun. Derin bir nefes alın ve önünüzdeki kağıda bir çizgi çekin. Hayatınız bir çizgi olsa, şu anda bu çizginin neresindesiniz? Bulunduğunuz yeri işaretleyin. Geri kalan yaşantınızda sizin için en önemli şeyler neler?
Bu temel sorular üzerine yeteri kadar kafa yorduğunuzda hayatta dengeyi bulmak için neye ihtiyacınız olduğu net bir biçimde ortaya çıkacaktır. Toplumsal yargılar, sosyal kurallar ve mükemmeliyetçilik bir kenara… Siz ne istiyorsunuz?
İhtiyacımız olan şeyler devamlı değişkenlik gösterdiğinden, bu soruları kendinize düzenli olarak sormanızda fayda var.
4- Duygularınızı Dinleyin
Olumsuz duygulardan bir an önce kurtulmaya çalışırız. Bazen ilaçla, bazen abur cubur yiyerek, bazen uyuyarak bu duyguları bastırmak isteriz. Halbuki bu duygular en güvenilir yol göstericilerdir. Günümüz dünyasının en büyük problemi olan kaygı ve stresi ele alacak olursak, aslında kaygı dediğimiz şey, çoğu zaman yaşam enerjimizi ihtiyacımız olan şekilde kullanmadığımızı anlatma şeklidir.
Kaygınızı dikkatli bir biçimde dinlerseniz, bu olumsuz duygu sizi tam da ihtiyacınız olan şeyin kaynağına götürecektir. Duygunuzu bir an önce yok etmektense, bu duygunun size gerçekte ne anlatmak istediğini anlamaya çalışın.
5- Profesyonel Destek Alın
Bazen bazı duygular o kadar güçlü olurlar ki, içlerinde kaybolur gideriz. Böyle durumlarda duygularımızı tek başımıza anlamlandırmamız imkansız bir hal alabilir.
‘Çaresizlik’ hissinin güçlü olduğu durumlarda yardımınıza uzman psikologlar yetişecektir. İngiltere’de NHS ücretsiz terapi hizmeti vermektedir. Ücretsiz terapiler sınırlı sayıdadır ve de bekleme süresi bir kaç ay sürebilmektedir. Bu konuda destek almak için GP’nizle irtibata geçebilirsiniz.
Terapiye ayıracak bütçeniz varsa ve beklemek istemiyorsanız farklı alanlarda uzmanlaşmış özel terapistlere ulaşmak mümkün. Profesyonel destek almak hayatınızı çok daha kolaylaştıracaktır.
6- Doğa’dan kopmayın
Londra parklar açısından oldukça zengin olsa da, şehrin koşuşturmasından kaçmak pek de kolay olmayabilir.
Kısa bir yolculuk yaparak İngiltere’nin kırsal bölgelerine erişebilirsiniz. Yapacağınız doğa yürüyüşleri zihninizi şehrin kalabalığından uzaklaştırırken, sizi yeniden hayata bağlayacaktır.
İngiltere’de doğa yürüyüşü ve kamp etkinlikleri organize eden sayısız grup bulunmaktadır. Böyle bir etkinliğe katılmak sizi doğayla yeniden bir araya getirmeye, bir yandan da sosyal çevrenizi genişletmenize yardım edecektir.
7- Özel Bağlar Kurun
Sosyal hayatın ruh sağlığı açısından önemini bilmeyen kalmadı, ancak bazen binlerce arkadaşımız olsa dahi kendimizi yalnız hissederiz. Bazen bu ilişkiler bize destek olmaktan ziyade stres yükümüzü arttırabilirler. Özel bağlar kurmak, olduğumuz halimizle kabul gördüğümüz, karşımızdakini olduğu gibi kabul ettiğimiz, anlaşıldığımızı ve koşulsuz sevildiğimizi hissettiğimiz yakın ilişkiler zor günlerimizde bize sığınak olacaktır.
Buna benzer şekilde, bizimle benzer dünya görüşüne sahip gruplara dahil olmak, ortak projelere imza atmak da aidiyet duygumuzu güçlendirerek hayatımıza anlam katabilir.
8- İyi Beslenin
Duygularımız gibi bedenimizi dinliyor olmamız da bir o kadar önemli. Geçtiğimiz yıl yayınlanan bir araştırma, bağırsaklarımızın aslında ikinci bir beyin gibi işlediğini ve duygu dünyamızla bire bir bağlantı içerisinde olduğunu rapor etti.
Stresi ele alacak olursak, aslında bu hislerin zihnimizin ötesinde her zaman bedenimizde de bir yeri olacaktır. Kimilerimizin stresi karın ağrısı , mide bulanması şeklinde hissederken kimimiz bunu baş ağrısı olarak tecrübe ederiz.
Londra dünyadan her türlü mutfağın kolaylıkla bulunabildiği, deneysel restoranların ardı ardına açıldığı zengin bir şehir. Dönem dönem kendimizi ödüllendirmek, yeni lezzetler denemek Londra’da çok kolay. Her mahallede kurulan organik pazarları deneyebilir, belirli dönemlerde farklı konseptlerle açılan pop-up restoranları takip edebilirsiniz.
Sağlıklı beslenme açısından da seçeneklerin oldukça geniş olduğu bu şehirde bize neyin iyi geldiğini, bedenimizin gerçekten neye ihtiyaç duyduğunu bizden daha iyi kimse bilemez. Bedensel ihtiyaçlarımıza duyarlı olmak ve her ne ile beslenirsek beslenelim bize en iyi gelecek olan şeyi seçmek, kısacası kendimize özen göstermek stresle mücadele etmekte çok önemli bir adım.
9- Uykunuzu İyi Alın
İyi bir uyku düzeni hem fiziksel hem ruhsal sağlığınız açısından şarttır. Önceliklerinizi belirler ve de size neyin iyi geleceğini düşünürken uykuya değinmemek olmaz. Uykunuzu asla küçümsemeyin. Herkesin ihtiyacı olan uyku miktarı değişkenlik gösterse de, genellikle şehir hayatında o kadar çok uyaran vardır ki, b’z bir şeylerden geri kalmamak için koştururken uykumuzu feda ederiz.
Bu hem iş yerindeki performansımız, hem de kendimize ayırdığımız zamanın kalitesinde düşüşe sebep olabilecek büyük bir hatadır. Kendinize iyi davranın, bedeniniz için en güzel şekilde dinleneceği yeri ve zamanı yaratın.
10- Kendinizi Sevin!
Stresin bize anlatmaya çalıştığı ilk şey, hayatımızdaki önceliklerin yeniden gözden geçirilmeye ihtiyaç duyduğudur ancak sıralamanın detaylarına odaklanmadan önceliği her zaman kendimize vermeliyiz.
Londra, hayatın tadını çıkarmak isteyenler için mükemmel fırsatlar sunan bir şehir. 2016 yılında herkesin stresi bir kenara bırakıp hayatın tadını çıkarması dileğiyle…
Soru, görüş ya da önerileriniz için benimle e-mail yoluyla irtibata geçebilirsiniz.
Işıl Sansoy- Uzman Psikolog (Londrali.com)
e-mail: info@isilsansoy.com
web: www.isilsansoy.com
Yazının orjinali Londrali.com’da yayınlanmıştır.